Basın ve yurttaş üzerindeki denetim: ‘Otosansür ve infaz etkisi yaratıyor’

Adli Kontrol Tedbirleri ve İfade Hürriyeti

Son zamanlarda Türkiye’de birbiri ardına yapılan soruşturma, gözaltı ve tutuklama kararlarıyla gündeme gelmektedir. Suçlamaların gizli tanık ifadelerine dayanması ve tahliye kararlarında adli denetimin öne çıkması ise tartışmalara neden olmaktadır. En son gazeteci Murat Ağırel ve Timur Soykan’ın yurtiçi yasağı ve haftanın üç günü imza atma kararı alması da bu tartışmaları daha da körüklemektedir.

Özellikle tutuklu belediye başkanları Ahmet Özer ve Resul Emrah Şahan ile gazeteciler Özlem Gürses ve Murat Ağırel’in avukatı Hüseyin Ersöz, ev hapsi, yurt dışı yasağı ve haftanın üç günü imza atma gibi adli kontrol tedbirlerinin ifade hürriyetini kısıtladığına dikkat çekmektedir.

Ölçüsüz Müdahale

Av. Ersöz, bu tedbirlerin otosansürü de beraberinde getireceğini ve gazetecilerin özgür bir ortamda faaliyet göstermesini neredeyse imkansız hale getireceğini belirtmektedir. Bu adli kontrol tedbirlerinin tutuklama yerine uygulanmasını normalleştirmemek gerektiğini savunan Ersöz, yapılan röportajlar, yayın esnasındaki hatalar veya makaleler nedeniyle ağır tedbirlerin uygulanmasının ifade hürriyetine ölçüsüz bir müdahale anlamına geldiğini vurgulamaktadır.

Kuvvetli Suç Şüphesi Yok

Anayasa Hukukçusu Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu ise İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yaşanan gelişmelere dikkat çekmektedir. Kanadoğlu, tutuklamanın yasal şartlarının kuvvetli suç şüphesi ve tutuklama nedeninin varlığına dayandığını belirtmektedir. Ancak basına yansıyan bilgilere göre, pek çok soruşturmada tutuklanan kişilere somut suç isnadında bulunulmadığı gibi, isnat edildiği durumlarda dahi kuvvetli suç şüphesinin bulunmadığı ortaya çıkmaktadır.

Prof. Kanadoğlu, kuvvetli suç şüphesi bulunsa dahi tutuklama nedeni olmaksızın tutuklama tedbirinin uygulanamayacağını vurgulayarak, hukuka uygun yöntemin öncelikle adli kontrol tedbiri olduğunu belirtmektedir.

Ölüm-Sıtma Dayatması

Siyasi Tarihçi Alper Kara, Silivri gibi sembolleşen tehdidin ardından adli denetim uygulamalarının iktidar tarafından normalleştirilmeye çalışıldığını ifade etmektedir. Kara’ya göre, bu yöntem siyasi cezalandırma aracı olarak kullanılmaktadır. Özgürlüklerin sistematik bir şekilde kısıtlandığını belirten Kara, toplumun ev hapsini normalleştirerek kanıksamaya yönlendirildiğini ve bu durumun muhaliflere baskı oluşturduğunu savunmaktadır.

Related Posts

Son dakika… Trump, tarih verdi: AB’ye %50 tarife

ABD Başkanı Donald Trump, 1 Haziran 2025’ten itibaren Avrupa Birliği’ne doğrudan %50 ek gümrük vergisi uygulamayı önerdi.

DEM Parti’den İBB’ye 4. dalga operasyonlara tepki: ‘Seçilmişi hapse koyamazsın’

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik düzenlenen 4. dalga operasyona tepki göstererek, “Seçilmişi hapse koyamazsınız. Bunları kabul etmek mümkün değildir. Siyasetle mücadele edemediklerinizi yargıyı bir sopa olarak kullanıp böyle kayyumcu, tutuklayan, gözaltına alan bir zihniyeti kabul etmek mümkün değildir” dedi.

Trump Filistin’e verilen destek nedeniyle Harvard’a öğrenci alımını durdurdu

ABD’de Donald Trump yönetimi, Filistin’e destek gösterileriyle öne çıkan Harvard Üniversitesinin uluslararası öğrenci kabul programını “ilgili yasalara uymadığı” gerekçesiyle durdurdu. Trump, Harvard’a sağlanan 2,2 milyar dolarlık fonun ve 60 milyon dolarlık sözleşme bedelinin dondurulmasına da karar vermişti.

ABD Dışişleri Bakanı: Gazze’ye daha fazla yardımın hızla akmaya başlamasını bekliyoruz

ABD Dışişleri Bakanı: Gazze’ye daha fazla yardımın hızla akmaya başlamasını bekliyoruz

CHP’li Sarıbal: Büyükşehir belediyelerinin hal denetim yetkisinin Ticaret Bakanlığı’na devredilmesi açık bir yetki gasbıdır

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, büyükşehir belediyelerinin hal denetim yetkisinin Ticaret Bakanlığı’na devredilmesine yönelik hazırlanan düzenlemeye ilişkin “Bu yasa, küçük üreticiyi sistem dışına atacak. Hal esnafını itibarsızlaştıracak. Belediyeleri işlevsizleştirecek. Tarlayı açık cezaevine çevirecek. Bu düzenleme üreticiyi zincire vuran yeni bir ekonomik darbedir” dedi.

İsrail ve BAE anlaştı: Gazze’ye insani yardım gönderilecek

Gazze Şeridi’ne insani yardımların ulaştırılması için İsrail görüşen Birleşik Arap Emirlikleri (BAE), iki taraf arasında anlaşma sağlandığını bildirdi. İki ülke arasında varılan mutabakat çerçevesinde acil yardım sevkiyatlarına başlanacak.