Gastronomiye iştahlı yatırım

Gastronomi Turizmi Türkiye İçin Yepyeni Bir Fırsat Kapısı Açıyor

Aslan Kaya – Türkiye, deniz-güneş-kum turizmiyle önemli bir noktaya gelmiş durumda. Ancak turizm gelirlerini artırmak ve sektörü çeşitlendirmek için artık farklı temalara yönelmek gerekiyor. Sağlık, inanç ve konferans turizmi gibi alternatif alanlar önem kazanmış durumda. Ancak Türkiye’yi daha yüksek gelir seviyelerine taşıyabilecek en önemli temalardan biri de gastronomidir.

Bu alanda Türkiye’nin büyük bir potansiyeli var. Geçtiğimiz hafta, Mutfak Sanatları Akademisi’ni kuran Mehmet Aksel ve Sitare Baras’ın ev sahipliğinde Şef Ahmet Kantarcı’nın yönettiği bir atölye çalışmasına katıldım. Bu deneyim sayesinde yemek yapmayı öğrenmenin yanı sıra gastronominin ne kadar profesyonelleştiğini ve hangi boyutlara ulaştığını yakından gözlemleme fırsatı buldum. Gastronomi, turizmde büyük bir potansiyele sahip.

İspanya’dan İlham Alınabilir

Dünyada gastronomi turizmi konusunda bize ilham verebilecek başarılı örnekler bulunmaktadır; örneğin İspanya. Bu ülke, restoranlara ve şeflere yatırım yaparak gastronomi alanında güçlü bir trend oluşturdu ve turizm ekonomisini çeşitlendirmeyi başardı. Bu strateji, yüksek harcama eğilimli turistleri çekmede oldukça etkili oldu.

Türkiye’nin de benzer türden turistleri çekmesi gerekiyor. Bunun için yeme-içme sektörünü daha da geliştirmesi ve gastronomiye odaklanması şart. Gastronomi, turizmde değeri artıran bir unsur olabilir. Bu tarz turistler sadece karnını doyurmak istemiyor; aynı zamanda kaliteli malzemelerle hazırlanmış, görsel açıdan zengin ve iyi bir atmosferde sunulan lezzetli yemeklere para ödemeye istekli.

Zeffirino Artık İstanbul’da

Ekonomik zorluklara ve artan maliyetlere rağmen, hala birçok uluslararası marka Türkiye’ye gelmeye devam ediyor. Son zamanlarda turizm yatırımcısı Murat Varol ve Esra Çevikalp ile bir yemekli toplantı gerçekleştirdim. İstanbul’da faaliyete geçen İtalyan restoranı Zeffirino’nun hikayesini dinleme fırsatı buldum. Belloni Ailesi ile yapılan iş birliği sayesinde Zeffirino artık İstanbul’da hizmet veriyor.

Yatırımcılara göre İstanbul, sadece tarihi ve kültürel zenginliklerle değil, aynı zamanda yatırım ortamıyla da dünya genelindeki markalar için benzersiz fırsatlar sunuyor. Murat Varol’a göre bu tür markaların Türkiye’ye gelmesi, ülkenin marka değerine direkt olarak katkıda bulunurken, diğer uluslararası yatırımları da cesaretlendiriyor.

Yemeğin Önemi

Türkiye, yemek kültürüne düşkün bir ülke olmasına rağmen bu alanda hak ettiği yeri almamış durumda. TURYİD Başkanı Kaya Demirer’in sözleri hala kulaklardan çıkmıyor; “Can boğazdan gelir” ya da “Kalbe giden yol mideden geçer” gibi atasözleri olan bir ülkede, bu alandaki verilerin hala düşük olması endişe vericidir. Nüfusun hızla arttığı ve kentleşmenin devam ettiği bir ortamda ev dışı yeme-içme harcamalarının hala düşük olması bir çelişki olarak karşımıza çıkıyor.

Sektördeki Zorluklar

Yiyecek içecek sektörü ciddi sıkıntılarla karşı karşıya. Göreli fiyat dengesi bozulmuş durumda, müşteri ve işletmeler arasında ilişki zayıflamış durumda. Davranışlar ve alışkanlıklar değişiyor. Artık hem hizmet alan hem de hizmet sunanlar memnun değil. Malzemelerin, kira ve enerji maliyetlerinin artması sektörü olumsuz etkilemekte. Alkollü içeceklerdeki yüksek vergi oranları faturaları kabartmakta. Son dönemde TL’nin değer kazanmasıyla birlikte, turistler için mekanlar daha pahalı hale gelmiş durumda.

Bu zorlukların aşılması durumunda, Türkiye’nin yeme-içme sektöründe bölgesel bir çekim merkezi haline gelmesi ve dünya mutfaklarının en seçkin örneklerine ev sahipliği yapması oldukça mümkün. Murat Varol da bu konuda umutlu; “Türkiye, özellikle İstanbul’da bu alanda çok büyük adımlar atacak” diyor.

Sonuç olarak, Türkiye’nin dünya standartlarındaki gastronomi turizmine daha fazla yatırım yapması, turist başına geliri artırmada büyük katkı sağlayabilir. Yerel mutfağın tanıtımı, kaliteli yeme içme deneyimlerinin sunulması ve uluslararası markaların ülkeye çekilmesi bu süreci destekleyecek önemli adımlardır.

Related Posts

Türkiye’ye güven imzası

Garanti BBVA sürdürülebilirlik temalı sendikasyonunu yüzde 100 oranında yeniledi. Öte yandan TSKB, EBRD ile 75 milyon euro’luk kredi anlaşması imzaladı.

Radara bu kez sporcular yakalandı: Beyan etmedikleri yaklaşık 5,3 milyar liralık kazanç Maliye’den kaçamadı

Hazine ve Maliye Bakanlığı bu kez sporcuların gelirlerini mercek altına aldı ve vergisi ödenmeyen gelirleri tespit etti. Bazı sporcuların 5.3 milyar lira gelirini beyan dışı bıraktığını tespit etti. Gelirlerini vergi dışı bırakan sporcuların büyük bir bölümü de futbolculardan çıktı.

Resmi Gazete’de yayımlandı: Maaş ödemelerinde değişiklik

Resmi Gazete’de yayımlandı: Maaş ödemelerinde değişiklik

TL dipte: Reel değer 7 ayın en düşüğü!

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından açıklanan rapordaki verilere göre, Türk Lirası’nın (TL) reel değeri Mayıs ayında düşüş gösterdi. Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) bazlı Reel Efektif Döviz Kuru (REK) endeksi, bir önceki aya kıyasla 1 …

Türk tekstil devi iflasla boğuşuyor. Hugo Boss, Mango, Zara, Diesel gibi dünya devlerine üretim yapıyor

Türkiye’nin tekstil sektöründe köklü bir geçmişe sahip olan Uğur Balkuv Triko, mali sıkıntılar nedeniyle zor günler geçiriyor. Dünyaca ünlü markalara üretim yapan firma, konkordato ilan ederek iflastan kurtulmaya çalışıyor. İstanbul Anadolu 3 …

İstanbul’daki Barış Masası devrilirse; Füzeler Moskova’yı, Berlin’i, Londra’yı da vurmaya başlar. İşler bu noktalara sürüklenir. Ukrayna’nın “son” saldırısı, bu tehlikenin “ilk” işaretidir!

Artık savaşlarda “cephe” ya da “cephe hattı” yok. Ülkenin bir bölümünde savaş yapıp diğer bölümlerini savaş dışı bırakma ihtimali yok. Sınırınızda savaşıp içeriyi koruma şansı yok. Hiçbir ülkenin kendini sınırının sıfır noktasında savunma imkanı yok. Artık bir savaşa giriyorsanız ülkenin tamamı savaş alanı, tamamı cephedir. Konvansiyonel savaş araçları, orduların çarpışması diye bir durum artık olmayacak. Ordular kadar milletler de savaşın içinde olacak. “BARUT”UN KEŞFİNDEN SONRA SAVAŞ TARİHİ “İLK